10 Ocak 2022

Siber Güvenlik Bülteni - Aralık 2021

 

Bültenimizin Aralık ayına ait başlıkları; 
  • 2021 Popüler Siber Tehditler
  • KMSPico Gözünü Kripto Cüzdanlara Dikti
  • Siber Hayatta Omicrona Dikkat
  • QNAP NAS Cihazları Kripto Madencilerinin Yine Hedefinde
  • Siber Saldırganlar Pasaportlarımızı Hedef Aldı

2021 Popüler Siber Tehditler

Gerçek dünyamızda 2021'de pandeminin etkileri devam ederken, aynı hareketlilik siber dünyada da hızını sürdürdü. 2021'de yerli ve yabancı çok büyük şirket yine siber saldırılara uğradı ve bunun sonuçları hem şirketleri hem de bizleri etkiledi.

Bu yıl süresince gerçekleşen saldırılardan gördük ki, geçtiğimiz 2020 yılında yaşanan saldırılardan ders aldıklarımızın haricinde,  halen ders alamadığımız birçok saldırıya maruz kalınmış. 2022 yılının geçmiş yıllarda yaptığımız hatalardan uzak, temel dinamiklerin dikkate alındığı, farkındalığı yüksek ve daha güvenli bir yıl olmasını dileriz.



2021'in Popüler Tehditleri

Fidye Yazılımları

Sistemlerimize bulaştıktan sonra dosyalarımızı etkileyen Fidye yazılımları 2021'de zirvedeki yerini koruyor ve öyle görünüyor ki 2022'de de zirvede kalacak. Bir önceki yıla göre %93 oranında artarak hızla büyümeye devam ediyor.

Bulut Zafiyetleri
Bulut çözümlere olan ilgimiz her geçen gün artmaya devam ediyor; fakat 2021 yılında yine yanlış yapılandırmalar sonucunda birçok kurum verisi ifşa oldu. Unutmamak lazım ki bulut sistemler genel çözümleri sunan bir teknolojidir, doğru, özgünleştirilmiş olarak konumlandırılması gerekmektedir. Doğru konumlandırılmayan hiçbir sistem sizlere güvenlik vaat edemez.

Oltalama Saldırıları
Kimlik avı saldırıları kurumları hedefleyen en büyük risklerden biri olmaya devam ediyor, uzun yıllardır hayatımızda olan oltalama saldırıları günümüzde de hâlâ en çok kullanılan saldırı yöntemlerinden birisidir. Kullanıcı odaklı olduğundan, farkındalığı düşük kullanıcılar hedeflendiğinde başarı oranı çok yüksektir. Veri ihlallerinin %36'sı oltalama saldırıları sayesinde gerçekleşmektedir ve önceki yıla göre %22 oranında bir artış gözlemlenmektedir.

Sosyal Mühendislik
Kullanıcıyı kandırmak ve manipüle etmek sistemde başarı sağlamak açısından çok değerli sonuçlar üretir. Zira güvenlik sistemlerinin ele geçirilmiş olan bir kullanıcının hareketlerini gerçek kullanıcıdan ayırt etmesi oldukça zordur.

Gecikmeli Yamalar - Yama Yönetimi
Birçok saldırı yaması yapılmamış yazılımlar üzerinden başlar. Yazılımlarda çıkan zafiyetler sonucu, direkt hedef haline gelen sistemler saldırıya maruz kalır. Bu yüzden yama yönetimi ciddi bir süreç takibi gerektirir. Yamaların hiç uygulanmaması veya gecikmeli olarak uygulanması saldırıların daha kolay başarıya ulaşmasını sağlamaktadır.

IoT Zafiyetleri
IoT hayatımızda vazgeçilmezlerden biri haline geldikçe hackerların da dikkatini çekmeye devam ediyor. Artık kullandığımız birçok cihaz internete bağlanıp, birbirleriyle iletişime geçiyor. Kullanış kolaylığından ötürü birçok kurum IoT'leri süreçlerine katmaya devam ediyor. Bu kullanım kolaylıkları ise riskleri ile birlikte geliyor. Dünyanın en büyük DDoS saldırılarının IoT'ler kullanılarak gerçekleştirilmiş olmasından görüldüğü kadarıyla bu yıl olduğu gibi yeni yılda da IoT'ler saldırı vektörleri olarak karışımıza çıkacaktır. Fortune Business raporuna göre 2026 yılında IoT pazarının 1.1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Kripto Hırsızlığı
Siber suçlular tarafından kripto para madenciliği için insanların cihazlarının (bilgisayarlar, sunucular, akıllı telefonlar ve tabletlerin) yetkisiz olarak kullanılmasıdır. Kripto para madenciliği çok yüksek işlem gücü gerektirmektedir, siber suçlular da bu güce maddi olarak ulaşamadığından hedef seçtikleri kurbanların sistemlerini bu iş için kullanmaktadır. Birçok kurum satın aldığı sistemlerde performans kaybı olduğunu gözlemlemekte ve bunun sıradışı nedenlerinden birinin de kripto para madenciliği için kullanılan zararlı yazılımlardan kaynaklı olduğu bilinmektedir. Kısa vadede tespit edilebilen performans kaybının yanı sıra enerji maliyetinin artması, cihazlarda aşınmanın hızlanarak arıza riskinin artması gibi orta vadeli zararları da büyüktür.

Form Hırsızlığı
Form hırsızlığı genellikle bir web sayfasındaki forma JavaScript kodu enjekte edilmesi ile, kullanıcının forma bilgileri girdiği esnada kötü amaçlı kodun bu bilgileri saldırganların belirlediği yere göndermesi ile gerçekleştirilmektedir. Genellikle bu tür saldırılar, e-ticaret firmalarının ödeme sayfası üzerinde gerçekleştirilir. İnternet Güvenliği Tehdit raporuna göre her ay ortalama 4.800 web sitesinde form hırsızlığı koduyla güvenlik ihlal ediliyor.

3. Parti (Taraf) Zafiyetleri
Birçok kurumda her süreç için kendi başına teknik çözüm geliştirme imkânı bulunmamaktadır ve bu ihtiyaç dolayısıyla farklı firmalardan ihtiyaçlarına özgün çözümleri bularak tedarik etmektedir. Bir başka firmadan temin edilen bu çözümlerin de zafiyetleri aynı zamanda kullanıcı kurumun da bir zafiyeti haline gelmektedir ve bu ürünler aracılığıyla sakladığınız veya işlediğiniz veriler ihlal edilebilmektedir. Her firmanın güvenlik süreçlerinin aynı olmadığı dikkate alınarak, ürün temin edilen 3ncü taraf işletmelerin de güvenlik süreçleri de gerek duyulan düzeyde irdelenmelidir.

VPN Sistemleri
Pandemiyle birlikte uzaktan çalışmaya hızlı bir geçiş yaşandı ve birçok kurum bu geçişlere hazırlıksız yakalandı. VPN kullanmaya yeni başlayan birçok kurum oldu. Bu yıl VPN servisi sunan firmalar açısından çok zorlu bir yıl oldu ve birçok VPN servis ve ürünlerinde çıkan zafiyetler sonucunda kurumsal ağlara da erişimler elde edildi.

KMSPico Gözünü Kripto Cüzdanlara Dikti

KMSPico, lisansları hileli bir şekilde etkinleştirmek için Windows Anahtar Yönetim Hizmetleri (KMS) sunucusunu taklit eden lisans hırsızlığı dünyasında popüler bir Microsoft Windows ve Office ürün etkinleştiricisidir. Saldırganlar, kripto para cüzdanlarını ele geçirmek için değiştirilmiş KMSPico'yu tekrardan piyasaya sürüyor!

KMSPico kullanan bireysel kullanıcı haricinde, kurumsal şirketler de sanıldığından çok fazladır. Maalesef Türkiye'de de birçok kurum yeterli sayıda lisansı bütçeleyemediği için KMSPico üzerinden ürünlerini etkinleştirerek kullanmaktadır. Google'da arama yaptığınızda fazlasıyla Official (Resmi) KMSPico dağıtımı yapan alanadlarıyla karşılaşabilirsiniz.

KMSPico kurarken aynı zamanda paralelinde Cryptbot adlı zararlı yazılımı da yüklenmektedir ve arka planda yüklendiğinden kullanıcı bunun farkına varamamaktadır. Aynı zamanda zararlı yazılım kendisini test etmek isteyen sandbox sistemlerine karşı da dirençlidir, çalıştırmamaktadır.

Zararlı yazılımın veri toplayabildiği bazı uygulamalar
  • Atomic cryptocurrency wallet
  • Avast Secure web browser
  • Brave browser
  • Ledger Live cryptocurrency wallet
  • Opera Web Browser
  • Waves Client and Exchange cryptocurrency applications
  • Coinomi cryptocurrency wallet
  • Google Chrome web browser
  • Jaxx Liberty cryptocurrency wallet
  • Electron Cash cryptocurrency wallet
  • Electrum cryptocurrency wallet
  • Exodus cryptocurrency wallet
  • Monero cryptocurrency wallet
  • MultiBitHD cryptocurrency wallet
  • Mozilla Firefox web browser
  • CCleaner web browser
  • Vivaldi web browser

Siber Hayatta Omicrona Dikkat

Pandemi ile beraber her geçen gün yeni varyantların adı ortaya çıkmaya devam ediyor. Bu varyantların hızlı yansımalarını siber dünyada da, saldırılarda görüyoruz. Her yeni isim, yeni bir saldırı türevi olarak karşımıza çıkıyor. Yeni saldırı Omicron üzerinden kurgulandı. Onlarca üniversite Omicron kaynaklı haberler üzerinden kullanıcı adı ve parolası hırsızlığına maruz kaldı.

Bu tür saldırılarda ağırlıklı olarak COVID-19 üzerine araştırma yapan üniversitelerin hedeflenmesi, saldırının planlı olduğunu da ortaya koyuyor. Kasım ayı sonu itibarıyla Omicron'un çok fazla konuşulması, saldırı vektörlerinde Omicron'un sıklıkla kullanılmasına sebep oldu. Bu saldırı senaryoları genellikle Office 365 portalı veya üniversiteye özel portal sayfaları üzerinden kimlik avı saldırılarını içermektedir.

Oltalama saldırıları kurumları en çok tehdit eden risklerin başında gelmektedir. Kurumların donanım ve yazılım yatırımları her geçen gün ciddi bir artış gösterirken, kurumlar çalışanların farkındalığının eksik olması veya dikkat verememesinden dolayı milyonlarca maddi zarara uğramaktadır. Bu tür riskleri ölçmek için Sosyal Mühendislik Testi hizmetleri alabilir, çalışanlarınızın farkındalık durumlarını ölçebilirsiniz, ayrıca farkındalığı artırmak için de kurumunuzda Siber Güvenlik Farkındalık Eğitimleri uygulayabilirsiniz. Kurum içerisinde herkesin farkındalığının artmış olması ile yazılım ve donanıma yapılan yatırımın sürekliliği sağlanır, sonuç olarak güvenliğin sağlanması; performansın, verimliliğin artması, maliyetlerin düşürülmesine de yardımcı olur.

QNAP NAS Cihazları Kripto Madencilerinin Yine Hedefinde

Kripto para madencileri her geçen gün farklı zararlı yazılımlar ile kripto para madenciliğini kurbanların sistemlerini izinsiz kullanarak yapmaya devam ediyor. Yeni zararlı yazılımın ismi Bitcoin Miner [oom_reaper] olarak adlandırıldı ve kurban sistemlerin performanslarını ortalama %50 etkilemektedir. Bu saldırının yeni kurbanı ise tekrar QNAP NAS oldu. QNAP dosya paylaşımı, sanallaştırma, depolama yönetimi ve gözetim uygulamaları için kullanılan Ağa bağlı depolama cihazları üreten bir şirkettir.

QNAP yaygınlığı dolayısıyla bu tür saldırılara farklı zararlı yazılımlar tarafından maruz kalmaya devam ediyor. Bundan önce de eChOraix Ransomware, Muhstik Ransomware veya QSnatch gibi zararlı yazılımlarında hedefi haline gelmişti, CVE-2020-2506 ve CVE-2020-2507 zafiyetlerinden faylanmışlardı. Yeni zararlı yazılımın henüz hangi zafiyeti kullandığı ise tespit edilemedi.

QNAP Tarafından Önerilen, Etki Azaltma Önlemleri

  • QTS ve QuTS hero en son sürüme güncellenmelidir.
  • Ağınızda zararlı yazılım analizi yapabilen sistemlerle takip etmelidir. (TINA)
  • QTS ve QuTS hero > App Center > Malware Remover son sürümünü indirebilirsiniz.
  • Yönetici ve kullanıcı parolalarını güçlendirmelidir.
  • Tüm uygulamalar en son sürüme güncellenmelidir.
  • Vlan segmentasyonu yapılmalı ve QNAP dış erişimlere kapatılmalıdır.

Siber Saldırganlar Pasaportlarımızı Hedef Aldı

Onfido'nun 2022 Identity Fraud Raporuna göre, kimlik sahtekârlığında en çok saldırıya uğrayan kimlik belgesi biçiminin Pasaportlar olduğu açıklandı. Ayrıca raporda belirtildiğine göre sahteciler gerçek bir kimliği taklit etmek yerine, sıfırdan bir belge yaratmayı daha çok tercih ediyorlar.

Bunun yanı sıra COVID-19 ile küresel anlamda başlatılan uygulamalara göre, ülkeler kendi vatandaşlarını korumak için normal fiziksel pasaportlar dışında Aşı Kartı veya Dijital Aşı Sertifikaları gibi yeni kimlik türlerini üreterek ibrazlarını da ülkeye girişlerde zorunlu tutuyor. Hatta birçok ülke seyahat, konser alanları, sinema, restoran gibi kapalı alanlarda aşı kimliği zorunluluğu getirilmiş durumda.

Şu an illegal forumlar üzerinde sahte aşı kimlikleri ortalama 34 dolara satılmaktadır ve oldukça ciddi rağbet gördüğü de söylenebilir.

07 Aralık 2021

Siber Güvenlik Bülteni - Kasım 2021

Bültenimizin Kasım ayına ait başlıkları; 

  • MediaMarkt Fidye Yazılımı Saldırısına Uğradı
  • 2.1 Milyon Kişinin DNA Verileri Çalındı. 
  • FBI, Satın Alma ve Birleşme Yapan Şirketleri Uyarıyor.
  • ABD Hükümeti Hackerlar İçin Kesenin Ağzını Açtı.
  • Pink Botnet 1.6 Milyon Cihaza Bulaştı.

 MediaMarkt Fidye Yazılımı Saldırısına Uğradı

Alman devi MediaMarkt fidye yazılımı saldırısına uğradı.

MediaMarkt 13 ülkede 1,000'den fazla mağazasıyla Avrupa'nın en büyük tüketici elektroniği mağaza zinciridir, yaklaşık 53,000 çalışanı vardır ve yıllık cirosu 20.8 milyar Euro'dur.

Saldırı, Almanya ve Hollanda'da da BT sistemlerinin kapanmasına ve depolama operasyonlarının kesintiye uğramasına sebep oldu. Hive fidye yazılımı şirket sistemlerine pazarı pazartesiye bağlayan gece vurdu ve sabah tüm sistemlerin şifrelendiği görüldü. Almanya ve Hollanda ağırlıklı olsa da Avrupa'da birçok mağaza da durumdan etkilendi. Şirket online satışlarına devam ederken, yazar kasalar üzerinden ödeme alınamadı, makbuz kesilemedi ve iade taleplerine cevap veremez duruma gelindi.

Yapılan analizlerde yaklaşık 3,100 sunucunun etkilendiği belirtiliyor.

Hive fidye yazılımı grubu, MediaMarkt'tan şifre çözmek için ütopik bir ücret talep etti; 240 milyon dolar. Şimdiye kadar talep edilen en yüksek fidyelerden biri olduğunu söyleyebiliriz fakat bu rakamların, büyük şirketlerde pazarlığa başlamak amaçlı seçildiğini de biliyoruz. Hive grubu talep edilen fidyenin verilmemesi karşılığında bazı dosyaları ifşa edeceğini de açıkladı.

Saldırgan Hive grubuna da kısaca değinmek gerekirse;

  • Genellikle oltalama saldırıları ile elde ettiği bilgileri kullanarak sisteme sızarlar.
  • Sisteme sızdıktan sonra ağda yatay (yanal) hareketler ile tüm sistemlere ulaşmaya çalışır.
  • Ulaştığı sistemleri hızlıca şifrelemeye başlar.
  • Mağdurun yedeklerden sistemi eski haline getirememesi için tüm yedekleri de silmeye odaklanır.
  • Linux ve FreeBSD sistemlerini şifrelemek içinde varyant geliştirmekte ve kullanmaktadırlar.
  • Şimdiye kadar yapılan saldırılar incelendiğinde herhangi bir hedef sektörü bulunmamaktadır.


Hive grubu Ağustos ayında da Memorial Sağlık Grubuna saldırmış ve tüm kurumda sistemleri etkisiz hale getirerek, çalışanları kağıt tablolar üzerinde çalışmaya zorlamıştı.

 2.1 Milyon Kişinin DNA Verileri Çalındı.

ABD merkezli DNA test şirketi DNA Diagnostics Center (DDC) 2,102,436 milyon kişiyi etkileyen bir veri ihlali açıkladı. Şirket, yaptığı incelemelerde, kurum ağına 6 Ağustos'ta sızıldığını fakat veri ihlalinin tespitinin geçtiğimiz haftalarda gerçekleştiğini belirtti. İhlaldeki verilerin 2004 - 2012 yılı arasındaki yedeklerden elde edildiği, hali hazırdaki sistemlerden ihlal olmadığını da eklediler.

DDC bünyesinde 1995 yılından itibaren 20 milyondan fazla DNA testi gerçekleştirmiştir. Bu testler içerisinde babalık, göçmenlik, COVID19DNA ilişkisi ve doğurganlık gibi kritik testler de yer almaktadır.

Günümüzde saldırı vektörleri her geçen gün şiddetini ve insan hayatına olan etkisini artırmaya devam ediyor. Sağlık sektörü son zamanlarda ciddi anlamda saldırıya maruz kalıyor ve her saldırı diğerinden daha güçlü ve etkili olmaya devam ediyor.

KVKK'nın da etkisiyle birçok kurum bu alanda çalışma gerçekleştiriyor fakat KVKK gibi regülasyonlar sadece standardı sağlamak içindir, kurumların kendilerine özel olarak belirlenmiş stratejik kapsamlar dahilinde detaylı tespit çalışmaları yaptırmaları bu tür saldırılara karşı önceden hazırlık olmasını sağlayacaktır.

 FBI, Satın Alma ve Birleşme Yapan Şirketleri Uyarıyor.

Fidye yazılım gruplarının saldırıları hız kesmeden devam ediyor. Fidye ödeyen kurumların çokça olmasına karşın, ödemeyen kurum sayısının da epeyce fazla olduğu biliniyor. Bu durumu bilen fidye yazılım grupları ödeme alabilmek için bazı stratejik dönemlerde saldırmayı tercih ediyor. FBI; genellikle şirketlerin büyük satın alma veya birleşme durumlarında kurumları hedeflediğini ve bu dönemlerde dikkatli olunması gerektiği konusunda uyardı.

FBI açıklamasında; saldırganların şirketleri genellikle finansal işlemlerinin yoğun olduğu dönemde hedeflediğini kurum itibarına, satın alma ve birleşmeleri engelleme korkusundan dolayı daha yüksek meblağlar alabildiğini belirtmiş. Ayrıca kurumların hisselerinin dalgalanmasını da ciddi anlamda siber saldırılarla etkileyebileceklerinin farkında olduklarından bu dönemlerde şirketleri hedefleyip, başarıya ulaşma oranlarını artırıyorlar.

Saldırıya uğrayan şirketleri ödemeye ikna etmek için, saldırıyı direkt olarak NASDAQ vb. borsalara bildirmekle tehdit ettiklerini de biliyoruz. Bunun yanı sıra 2020'de ise kurumlara sızan saldırganlar çalınan verileri inceleyip, şirkete ait bilançoları, stok durumu gibi şirketi direkt olarak etkileyecek verileri sızdırmakla da tehdit ediyorlar.

FBI ek olarak fidye ödememeleri konusunda birçok şirketi de uyarıyor, çünkü ülkemizde de gördüğümüz vakalarda ödeme sonrası ulaşılamayan birçok saldırgan gruplar mevcut. Ödemeyi yapsanız bile dosyalarınızı kurtarma ihtimaliniz çok düşük ve ödeme yapan kuruluşların ise saldırgan grupları motive ettiğini sonraki yıllarda tekrar tekrar aynı yerlere saldırı yaptıklarından da anlayabiliyoruz. Bu yüzden saldırıya maruz kalmamak adına bazı adımlar atılmalıdır. Bu adımlar hem çözüm için yatırımı hem de danışmanlık gereğini doğurur. Doğru ve bütçe dostu bir çözümü satın almak için ürünlerden bağımsız olarak bir kurumun güvenlik danışmanlığı tercih edilmelidir. Bu konuda destek gerektiren bir durumda bizlere ulaşabilirsiniz.

 ABD Hükümeti Hackerlar İçin Kesenin Ağzını Açtı.

DarkSide ilk olarak Ağustos 2020'de ortaya çıktı ve 15 ülkeden fazla fidye yazılımı dağıttılar. Bu ülkelerde finansal hizmetler, yasal hizmetler, üretim, perakende ve teknoloji başta olmak üzere birçok şirketi hedeflediler ve başarılı oldular.

Mayıs 2021'de ise ABD'nin en büyük yakıtını taşıyan Colonial Pipeline Company boru hattı firmasına saldırdılar ve bu saldırı firmanın sistemlerini kapatmalarına sebep oldu. Saldırıdan dolayı şirketin 1 hafta boyunca ABD'nin Doğu Sahiline yakıt tedariki kesintiye uğradı.

Grup kar amacı gütmeyen kurumlar yerine, finansal analizler gerçekleştirip büyük kurumları hedefliyor ve kurumlardan büyük fidye talep ediyor.

Bu saldırı sonrasında ABD yeni bir plan ortaya koydu. Bu tehlikeli gruba karşı bir ödül programı başlattı; grubun yetkililerinden herhangi birinin tespiti için kişilerin belirlenmesine veya konumlarının belirlenmesine yarayacak bilgi paylaşması sonucunda 10 Milyon Dolar ödül vereceğini açıkladı. Buna ek olarak ABD Dış İşleri Bakanlığı ise gruba destek veren veya destek vermek üzere hazırlananlar hakkında istihbarat veya ihbarda bulunanlara da 5 Milyon Dolar kadar ödül vereceğini açıkladı. Bu girişimlerin nasıl sonuçlar doğuracağını yakın zamanda birlikte takip ediyor olacağız.

 Pink Botnet 1.6 Milyon Cihaza Bulaştı.

Çoğunluğu Çin'de bulunan yaklaşık 1.6 Milyon cihaza bulaşan Pink Botnet şimdiye kadar görülen en büyük botnetlerden biridir.

Pink Botnet kullanıcıların HTTP (web) trafiğine reklam enjekte etmek için kullanılıyor. Araştırmacılar son 6 yıldaki en büyük botnet olabileceğini ve 2019'da günlük 1,962,308 tekil IP'den trafik tespit edildiğini belirtiyorlar.

2020'de ise 5 milyondan fazla IP'den trafik oluştuğunu ve bu IP'lerin arkasında daha fazla cihaz olabileceğini de ekliyorlar. Pink Botnet ağırlıklı olarak MIBs tabanlı fiber routerları hedefliyor. Botnet, siber güvenlik firmalarına yakalanmamak için 3. taraf servisler, P2P ve C&C sunuculardan faydalanıyor.

Pink Botnet, Github ve Baidu Tieba üzerinden de uzak erişimi sağlıyor ve bu erişim için DNS-over-HTTPS (DoH) kullanıyor. Aynı zamanda dosya indirme, sistemde komut yürütme, DDoS atak, cihaz bilgilerini bildirme, ağda tarama yapma, kendi kendini güncelleme, P2P düğüm listesini senkron etme vb. komutları da barındırmaktadır.

03 Kasım 2021

Siber Güvenlik Bülteni - Ekim 2021

 

Bültenimizin Ekim ayına ait başlıkları; 
  • Dropbox Üzerinden Saldırı
  • Hasta Verileri Yine Çalındı
  • Accenture Fidye Yazılımı Saldırısına Uğradı
  • Kurbanların %83'ü Fidye Ödemeyi Kabul Ediyor
  • Üniversitede Veri İhlali

Dropbox Üzerinden Saldırı

İranlı hack gruplarının Dropbox üzerinden Ortadoğu'da havacılık ve telekomünikasyon endüstrilerine yönelik saldırı gerçekleştirildiği bildirildi. Saldırıyı gerçekleştiren grubun MalKamak isimli grup olduğu ve bu grubun İran hükümeti tarafından desteklendiği iddia ediliyor. Bu grubun 2018 yılından beri aktif olarak havacılık ve telekomünikasyon endüstrilerine karşı saldırı gerçekleştirdiği bilinmektedir; grup geçmişte Orta doğu dışında grup ABD, Avrupa ve Rusya'da da benzer saldırılar gerçekleştirdi.

MalKamak grubunun saldırdığı kurumlara yerleştirdiği RAT (Remote Access Trojan) ağdan bilgi toplayıp, ağda komut çalıştırmaya olanak sağlamaktadır. MalKamak grubu  içeri yerleştirilen RAT ile olan iletişimi Dropbox API üzerinden sağlamakta, içerideki zararlı yazılımı Dropbox üzerinden güncelleyebilmekte ve bilgi toplamaktadır. Dropbox üzerinden gerçekleştirildiğinden dolayı bu iletişimin ağ izleme araçları tarafından tespiti oldukça zordur.

2018 yılından beri aktif olan zararlı ShellClient'ın günümüze kadar geldiği ve Temmuz 2021 yılında ilk olarak tespit edildiği düşünülüyor. Farklı bir açıdan bakarsak; zararlı yazılımların ne kadar güçlendiği ve hali hazırda güven kazanmış uygulamalar üzerinden de bizlere ulaşabileceği ve 3 yıl sonra ancak tespit edilebildiği de düşünüldüğünde, siber dünyada ne kadar zor bir alanda savunma mücadelesi verdiğimizi unutmamak gerekiyor.

Hasta Verileri Yine Çalındı

Pandemiyle beraber sağlık sektörüne yapılan saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Sağlık alanında en çok saldırı hastanelere ve tabiki hasta bilgilerine yönelik olarak gerçekleşiyor. Son gerçekleşen saldırıda bir hastanenin 68,792 hastası etkilendi. KVKK ile birlikte her ne kadar kişisel veriler koruma altına alınmaya çalışılsa da henüz yeterli ölçüde temel önlemler alınmamakta; bir çok kurum veri toplamaya çok rahat bütçe ayırırken maalesef veri koruma konusunda yeteri hassasiyeti göstermemektedir.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de hastaneler her geçen gün hedef olmaya ve ciddi anlamda bu saldırılardan etkilenmeye de devam ediyor. Sağlık sektörüne yönelik gerçekleştirilen saldırılar geçtiğimiz yıla göre %30 artmış durumda ve artmaya devam edecek gibi görünüyor.

Hastaneye yapılan son saldırıda, hastaların ifşa olan verileri içerisinde ise şu bilgiler yer almaktaydı:
  • Hasta İsimleri
  • Doğum Tarihleri
  • Sosyal Güvenlik Numaraları
  • Ehliyet Numaraları
  • Pasaport Bilgileri
  • Banka Hesap Numaraları
  • Tıbbi Bilgiler (Tanı, Tedavi, Tıbbı Kayıt ve Hasta Bilgileri)

Accenture Fidye Yazılımı Saldırısına Uğradı

Danışmanlık devi Accenture Ağustos 2021'de ifşa edilen bir fidye yazılımı saldırısında özel bilgilerin çalındığını doğruladı. Saldırı Lockbit fidye operatörleri tarafından gerçekleşti ve saldırgan grup 6 terabayttan fazla veri çaldığını iddia ederek, 50 milyon dolarlık fidye talep ettiler.

Accenture yetkilileri bir fidye yazılımı sonrasında gerekli yedeklerden sistemin aktif hale getirildiğini belirtirken, hangi verilerin sızdırıldığı noktasında araştırmaların devam ettiğini ancak henüz net bir bilgi olmadığını belirttiler. Operasyonel olarak müşterilerin etkilenmediğini, ancak kurumun finansal olarak sorun yaşayabileceğini öngördüklerini de eklediler.

Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan FinCEN (ABD Hazine Bakanlığı Mali Suçları Engelleme Ağı) raporuna göre Bitcoin transferlerinin 5.2 milyar dolarlık bir kısmının en popüler 10 fidye yazılımı ödemelerine ait olduğu düşünülüyor.

Bu kadar büyük bir ekonomik değer hesaba katıldığında, bundan sonraki dönemlerde de Accenture gibi büyük ölçekli firmalara milyon dolar seviyesinden fidye talep edilen saldırıların devam edeceği öngörülüyor ve unutmamak gerekir ki fidye saldırıları sadece büyük şirketleri değil, verisi olan her kurumu ve şahsı da tehdit eden bir saldırı türü olmaya devam ediyor.

Kurbanların %83'ü Fidye Ödemeyi Kabul Ediyor

Uluslarası bir kurumun yaptığı araştırmaya göre son 12 ayda fidye yazılımı saldırısına denk gelen kurumların %83'ü fidyeyi ödemekten başka çarelerinin olmadığını düşünüyor.

300 ABD'li BT yöneticisi ile yapılan ankette kurumların %64'ünün son 12 ayda en az bir kere fidye yazılımı saldırısına uğradığı belirtiliyor. Yine anketten ortaya çıkan diğer sonuçlar ise fidye yazılımı saldırısı sonrasında kurumların %50'sinin gelir kaybı ve itibar kaybı yaşadığını, %42'sinin ise müşteri kaybettiğini gösteriyor. Durum böyle olunca da birçok kurum fidye ödemekten başka çaresi olmadığını tekrar ediyor.

Ankete katılan BT yöneticileri fidye saldırıları vektörlerini şu şekilde sıralıyor:
- %53'i e-posta
- %41'i uygulamalar
- %38'i bulut sistemleri

kaynaklı.

Saldırıların pandemiyle beraber artış gösterdiği ve kurumlarında buna yönelik bütçelerini artırdığı görülüyor, saldırıya uğrayan kurumların %93'ü bütçe artırımına gidiyor. Ama unutmamak gerekir ki bu saldırılarda para kaybından daha da önemli olanı "itibar" ve "güven" gibi yıllara yaygın birikimlerin kaybını engellemektir; bundan dolayı bu tür saldırılara karşı profesyonel destek almak ve saldırılara karşı hazırlıklı olmak gerekiyor.

Gerek saldırılara karşı önceden tedbir almak, gerekse saldırı anında destek almak üzere bizlere ulaşabilirsiniz.

https://www.isr.com.tr/#SiberGuvenlik

Üniversitede Veri İhlali

ABD'de bir üniversitede eski ve yeni öğrencilere ait kişisel veriler sızdırıldı. Saldırıya uğrayan Colorado Üniversitesi yayınladığı güvenlik bildiriminde yaması uygulanmamış yazılımdaki güvenlik açığından kaynaklandığını belirtti. Uygulama öğrenci bilgilerini barındırıyordu ve zafiyetten kaynaklı olarak uygulamadan öğrencilere ait; adları, okul numaraları, adresleri, doğum tarihleri ve telefon numaraları gibi bilgiler sızdırıldı.

Konuyla alakalı olarak öğrenciler bilgilendirildi ve gerekli yamalar yapıldı; fakat yamanın 3 ay önce yayınlandığı ve kurumdaki saldırının başarılı olmasının Bilgi İşlem ekibinin yamayı yapmakta gecikmesinden kaynaklı olduğu ortaya çıktı. Çalınan verilerin henüz nerede ne şekilde kullanıldığı konusunda ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

07 Ekim 2021

Siber Güvenlik Bülteni - Eylül 2021

 

Bültenimizin Eylül ayına ait başlıkları; 
  • Sanayi Kuruluşlarının %91'i Sızılabilir Durumda
  • Siber Saldırganlar Hızlandı
  • Birleşmiş Milletlerde Veri Sızıntısı
  • Fortinet VPN Bilgileri Sızdırıldı
  • Üniversite WiFi Ağlarında Risk

Sanayi Kuruluşlarının %91'i Sızılabilir Durumda

Endüstriyel Kontrol Sistemleri her geçen gün hayatımızdaki kullanım alanını artırmaktadır. Günümüzde içtiğimiz sudan, kullandığımız elektriğe, doğal gaza, yola çıktığınızda kullandığınız trafik ışıklarına kadar, bu sistemler kullanılmakta; otomatize olarak süreçlerinin yönetildiği ve kararları alan bu sistemlere EKS (Endüstriyel Kontrol Sistemleri) diyoruz. Aynı zamanda EKS ülkeler için de büyük önem arz etmektedir ve bunun için düzenli olarak planlamalar ile simülasyonlar gerçekleştirir, ulusal güvenlik içerisinde EKS'de önemli yer almaktadır.

EKS alanı oldukça geniştir; Gıda Tesisleri, Enerji Altyapıları, İletişim Altyapıları, Barajlar, Savunma Sanayii, Acil Servisler, Finansal Hizmetler, Sağlık Hizmetleri, Su ve Atık su Sistemleri, Ulaştırma Sistemleri gibi. Gündemimizde olan Covid-19 dolayısıyla, sağlık sisteminin otomatize ve düzgün çalışmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Aşı üretim tesislerinde de EKS kullanılmakta; oluşabilecek herhangi bir hatanın nelere mal olabileceğini düşünmek çok da zor olmasa gerek.

EKS odaklı çalışmalar yürüten global bir güvenlik çözümleri üreticisince geçtiğimiz ay hazırlanan rapora göre 10 endüstriyel kuruluşun 9'dan fazlası siber saldırılara karşı savunmasız durumda. Bu şirketlere sızıldıktan sonra içeriden dışarıya erişim sağlanma oranı %100 ve özel verilerin çalınma oranı ise %69 olarak belirtildi. Ayrıca yapılan test çalışmalarında test edilen kurumların %75'inin ağına sızıldığı ve %56'sında ise EKS (Endüstriyel Kontrol Sistemleri)'ne erişim sağlandığı belirtildi. Türkiye'de yapılan çalışmalar ile oldukça büyük benzerlik gösterdiğini ekleyebiliriz.

EKS üzerinde genel olarak eski yazılımlar kullanılmaktadır ve bu yazılımlarda eski işletim sistemleri ile uyumlu şekilde yazıldığından eski işletim sistemlerine bağlı büyük risk içermektedir. Bu yazılımları ve kullanılan işletim sistemlerini yenilemek sanıldığı kadar kolay değildir, üretimin veya çalışan yapının durması tekrardan planlanması anlamına gelmektedir. Bu da birçok kurum için önceden iyi planlanması gereken bir konudur ve geçişler genelde sancılı olmaktadır. Bunun yanı sıra bazı sistemler ise yazılım desteği sunmadığından tamamen yeni sistemlere geçmeyi, tamamen yeni bir altyapı değişimi satın alınmasını gerektirebilmektedir.

Şunu unutmamak gerekir ki bu kadar kritik ve önemli sistemler de insanların kolaycılığına hedef olmaktan maalesef kurtulamıyor. EKS'de de fazlasıyla dışarıdan erişime izin verildiği, güncellemelerin yapılmadığı, erişim parolalarının kolaylığı gibi önlenebilir hatalar göze çarpıyor. Bu tespitleri yapabilmek, önlenebilir riskleri gözlemlemek için sistemlerinizi oluşabilecek risklere karşı düzenli olarak test ettirmeniz ve güvenlik politikalarınızı sürekli olarak güncellemeniz gerekmektedir.

Siber Saldırganlar Hızlandı

248.000 uç noktada yapılan analizler gösteriyor ki; saldırganların ilk erişimden sonra yanal hareketlere geçme süresi geçtiğimiz yıla oranla %67 kısaldı. Yani sisteme sızan bir saldırganın, ağdaki diğer sistemlere geçmesi normal sürenin de çok altına inmiş durumda, haliyle bu durum güvenlik ekiplerini tedirgin etmeye devam ediyor. Çünkü ağda bir saldırıyı tespit etmek için bir çok analiz yapılması ve çıktıların yorumlanmasını gerektiriyor, güvenlik ekibi saldırıyı tespit ettiğinde saldırgan çoktan sonuca ulaşmış oluyor.

Geçtiğimiz yıl ağa sızan bir saldırganın, ağdaki diğer cihazlara geçme süresi ortalama 1 saat 32 dakika iken, bugün %36'sında 30 dakikanın altına düşmüş durumda. Yapılan analizler gösteriyor ki, saldırganlar ağda ilerlerken ağırlıklı olarak bilinenin aksine yeni zararlı yazılımlar değil, herkes tarafından kullanılan test yazılımları ile zafiyetleri tespit edip, istismar ediyor ve kullanıyor. Temmuz 2020 ve Haziran 2021 arasında pandemiden dolayı uzaktan çalışmaya geçilmesi ve VPN kullanımının artmasıyla sistemlere yapılan izinsiz giriş denemeleri %60 oranında artmış görünüyor.

Bu tür saldırılara karşı etkili bir çözüm olan; ağda sızmaya karşı çeşitli saldırı aşamalarını tespit edip, saldırganı pek çok aşamada engelleyen, otomasyon güvenlik ürünümüz TINA'yi inceleyebilirsiniz.

Birleşmiş Milletlerde Veri Sızıntısı

Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler sistemlerine sızıldığı ve buradan veri sızdırıldığı tespit edildi. Yapılan araştırmalarda bir BM çalışanının kimlik bilgilerine erişilmesi sonucu içeriye sızıldığı düşünülüyor. Sisteme, Umoja (BM'nin 2015 yılında devreye aldığı kurumsal kaynak planlama sistemi) hesap bilgilerinin ele geçirilmesiyle ulaşıldı. Saldırıda kullanılan hesap bilgilerinin muhtemelen darkweb üzerinden satın alındığı düşünülüyor.

BM ağlarına sızıldıktan sonra ağda birçok sisteme erişildiği ve istihbarat verisi amaçlı hedeflendiği öngörülüyor. BM gibi kuruluşlar bu tür istihbarat amaçlı veri sızdırma saldırıları için olağan hedef olmaya devam ediyor. BM sistemlerine 5 Nisan 2021'de iç ağa erişim sağlandığı ve 7 Ağustos'a kadar devam ettiği tespit edilmiş durumda. Herhangi bir sisteme zarar verilmediği doğrulanmış, bu da sisteme zarar vermek için değil, istihbarat ve veri toplamak için sızıldığını göstermekte. Dünya üzerinde birçok kuruluşa benzer saldırı gerçekleşiyor ve maalesef birçok kuruluş sisteme zarar verilmediği müddetçe iç ağdaki sızmayı tespit edemiyor.

Fortinet VPN Bilgileri Sızdırıldı

Fortinet 8 Eylül 2021'de siber saldırganlar tarafından SSL VPN bilgilerinin sızdırıldığını açıkladı. Veriler 2019 yılındaki bir zafiyet aracılığı ile tespit edildi. O dönemde günümüzü konuyla alakalı olarak birçok bülten, açıklama yayınlanmasına rağmen müşterilerin iyileştirme yapmamasından kaynaklı olduğunu açıklandı.

Bu zafiyet sonrası sistem üzerinde iyileştirmeler yapılsa bile, parolaların daha önceden alınmış olabileceği ve parolalarında değiştirilmesi önerilmektedir.

Ayrıca bazı destekleyici önlemler aşağıda belirtilmiştir.

  • Etkilenen cihazınızı en üst sürüme yükseltin.
  • Üründeki tüm parolalar değiştirilerek daha önceden elde edilmiş parola riskine karşı emin olun. Zafiyetli ürününüzde kullanılan parolayı farklı bir sistemde de kullanıyorsanız, tüm sistemlerdeki parolayı değiştirin.
  • Ürününüzde çok faktörlü kimlik doğrulamasını aktif hale getirin.
  • Sistemlerinizi bu tür saldırılara karşı periyodik kontrolleri sağlamak amaçlı, 3. göz bakış açısıyla sızma testleri yaptırın.

Üniversite WiFi Ağlarında Risk

Üniversitelerin birçoğunda aktif olarak kullanılan Eduroam kullanıcı bilgilerinin açığa çıktığı tespit edildi. Eduroam'dan kısaca bahsetmek gerekirse, belirli güvenlik standartlarını kullanarak eduroam üyesi kurumların kullanıcılarının diğer eğitim kurumlarında da kendi kullanıcı adı ve parolasıyla internet kullanımı sağlamasına izin veren bir oluşumdur. Eduroam ülkemizde de anlık verilere göre 145 üniversite de aktif olarak kullanılmaktadır.

Araştırmacılar Eduroam bağlı üniversiteler üzerinde yaptığını çalışmalarda EAP protokolünün yanlış yapılandırması sonucu binlerce üniversiteyi de etkileyen kullanıcı hesaplarının açığa çıktığını açıkladı. Şimdiye kadar incelenen 3.100 üzerinde sistemin yaklaşık yarısından fazlasının istismar edilebildiği tespit edildi.

Unutulmamalıdır ki bu Eduroam'un servis ve hizmet zafiyetiyle alakalı bir durum değil, Eduroam üyelerinin bu konudaki yanlış yapılandırma hatalarından kaynaklı bir problemdir. Bu yüzden ülkemizdeki üniversiteler dahil, bu tür sorunları kendi bünyelerinde hızlıca çözmeleri gerekir, bu tür sorunlara karşı güvenlik politikaları devreye girmelidir.

Popüler Yayınlar